Sinema tarihinin en iyi üçlemeleri
Maymunlar Cehennemi: Savaş, Başlangıç (Rise of the Planet of the Apes) filmiyle tanıdığımız, Şafak Vakti (Dawn of the Planet of the Apes) ile bir lider olarak ikilemlerine şahit olduğumuz Caesar'ın hikâyesini sonlandırdı. İkinci filmin yönetmenliğini üstlenen ve üçlemenin son halkasını da çeken Matt Reeves'in, orijinal Planet of the Apes serisine saygı duruşunu bozmadan kendi görsel dilini yakaladığını kanıtlayan son film, maymunların devam edecek yolculuğunun bir bölümünü kapatmış oldu. Seri hâlinde değerlendirildiğinde yakın dönemin en başarılı anaakım üçlemelerinden biri olan modern Maymunlar Cehennemi üçlemesinin vesilesiyle sinema tarihine geçmiş üçlemelere bir göz atalım istedik.
*Üçlemeler seçilirken, ortak anlatı ve olay örgüleri etrafında şekillendirilmiş üçlemeler göz önüne alınmıştır. Kieslowski'nin Üç Renk üçlemesi, Edgar Wright'ın Üç Aromalı Cornetto üçlemesi gibi tema, konsept veya olay örgüsü dışı yönlerle birbirine bağlı değerli üçlemeler bu yüzden dışarıda bırakılmıştır.
Matrix Üçlemesi
Wachoski Kardeşlerin yönettiği The Matrix, milenyuma ramak kala vizyona girdiğinde tüm sektöre damga vurmuştu. Film, felsefi metni ve hikâyesinin yanı sıra aksiyon sinemasında çığır açan mizansenleriyle Wachowskilere devam filmleri için gereken krediyi fazlasıyla sağlamıştı. The Matrix Reloaded ve The Matrix Revolutions, ilk filmin yükselttiği beklentileri karşılayamasa da; son kertede üçleme, yakın döneme damga vurmuş serilerden biri olmayı başarmıştı.
The Dark Knight Üçlemesi
Batman'in sinema maceraları birçok gelgite sahne oldu. Joel Schumacher'in çektiği Batman & Robin, o kadar kötüydü ki uzun bir süre Batman'i yeniden sinemalarda göremeyeceğimize herkes emin gibiydi. Christopher Nolan Kara Şövalye'nin sinemadaki bahtsız kaderini değiştiren sinemacı oldu. Özellikle serinin ikinci filmi The Dark Knight, övgü yağmuruna tutulmuştu. Üçlemeyi sonlandıran The Dark Knight Rises belki ilk iki filme ayak uyduran bir yapım değildi fakat Nolan Pandora'nın Kutusu'nu bir kere açmayı başarmıştı.
Toy Story Üçlemesi
Toy Story, belki en baştan bir üçleme olarak tasarlanmamıştı fakat 90'ların ortasında vizyona girip sonradan animasyonların kaderini değiştiren bir seriye dönüşmeyi başardı. Disney'in serinin dördüncü filmini 2019 yılında gösterime sokmaya hazırlandığını belirtelim.
Indiana Jones Üçlemesi
2008 yılında çekilen dördüncü film Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull'ı görmezden gelirsek; Steven Spielberg'in 80'lerde kotardığı Indiana Jones üçlemesi kadar popüler kültüre etki etmiş seri sayısı bir elin parmaklarını geçmez. 2020 yılında seriye yeni bir halka daha eklenecek, umarız dördüncü filmden daha iyi bir Indiana Jones filmiyle karşılaşırız.
Bourne Üçlemesi
Matt Damon'ın başrolünde yer aldığı Bourne serisi, dönemin politik iklimini arka planına yedirip kurduğu hikâyesiyle aksiyon serilerinde yeni bir çıta belirlemişti. Üçlemeyi bu konuşulan seviyeye getiren ise yönetmen Paul Greengrass'in The Bourne Supremacy ve The Bourne Ultimatum filmlerindeki dokunuşları oldu. Sonradan yapımcıların seriyi üçleme olarak bırakmaya gönülleri el vermediyse de, gelen yeni filmler orijinal üçlemeyi arattı.
The Godfather Üçlemesi
Francis Ford Coppola'nın, Mario Puzo'nun eserinden sinemya uyarladığı The Godfather serisini, yönetmeninin olağanüstü vizyonu ve sergilediği hikâye anlatıcılığının yanı sıra Marlon Brando, Al Pacino, Robert Duvall, Robert De Niro, Diane Keaton, John Cazale gibi isimlerden oluşan kadrosundan bağımsız düşünmek olmaz. Özellikle Brando'nun performansıyla sinema tarihine geçtiği ilk film, pek çoklarınca tüm zamanların en iyi filmi olarak gösteriliyor.
Orijinal Star Wars Üçlemesi
Fantastik ve bilim-kurgu filmlerinin seyircide karşılık bulması açısından dönüm noktası olan Star Wars, günümüzde bile en çok hayranı bulunan seri konumunda. Bunda tabii ki aslan payı; Mark Hamill, Carrie Fisher ve Harrison Ford gibi isimleri sinemaya kazandıran orijinal üçlemeye ait. Serinin sekizinci bölümü 15 Aralık 2017'de seyirciyle buluşacak.
Back to the Future Üçlemesi
Tamamıyla 80'lerin ruh hâlini perdeye aktaran, Robert Zemeckis ve Bob Gale imzalı hikâyeleriyle izleyiciyi etkisi altına alan Back to the Future'ı, listedeki diğer üçlemelerden ayıran önemli bir nokta bulunuyor: Zemeckis ve Gale'in, üçleme sona erdikten sonra yapımcıların tüm ısrarlarına rağmen ek devam filmlerine katiyen izin vermemeleri... Zira emsallerden görüldüğü gibi bu konuda çok iyi sonuçlar alındığı söylenemez.
Before Üçlemesi
Geleneksel anlamda bir gişe filmi olmayıp da listede yer alan tek film Richard Linklater'ın muazzam Before üçlemesi... Linklater'ın 1995 yılında Before Sunrise ile startını verdiği dokuzar yıl arayla çektiği Before Sunset ve Before Midnight ile tamamladığı üçleme, Ethan Hawke ve Julie Delpy'nin eşine az rastlanır uyum ve performanslarıyla on sekiz yıllık zaman diliminde kompleks bir aşkın röntgenini çekiyor.
The Lord of the Rings Üçlemesi
Yaklaşık yirmi beş yıl kadar önce, J.R.R. Tolkien'in incelikle işlediği Orta Dünyasının bu denli hakkını verebilen sinema uyarlamalarını düşünmek imkansızdı. Tolkien'in yarattığı evrene ezelden beri hayran olan Peter Jackson, milenyumun gelişiyle bunu gerçeğe dönüştüren sinemacı oldu. Sonradan Orta Dünyaya çekilen Hobbit filmleri aynı kumaşa sahip olmasa da, Jackson'ın hayata geçirdiği Yüzüklerin Efendisi serisi hâlâ en iyi üçlemelerden biri olarak gösteriliyor.