Barış Bıçakçı ve Tufan Taştan'ın senaryosunu kaleme aldığı Sen Ben Lenin, uzun yıllar boyunca Akçakoca kasaba meydanına dikilmesi istenen fakat bürokratik izinlerin çıkmaması sonucu bir depoda saklanan Lenin'in büstünün hikâyesini alternatif bir gerçeklik sunarak ele alıyor.
Kurtuluşu turizmde arayan bir sahil kasabasına günün birinde dalgalar ahşap bir Lenin heykeli getirir. Heykel, turistlerin ilgisini çeker düşüncesiyle belediye tarafından meydana dikilir, böylece kasabanın yavaş ilerleyen saati birden hızlanır, haber ülke gündemine yerleşir. Başbakan ve beraberindeki Rus heyetinin katılımıyla yapılacak ikinci ve görkemli bir açılıştan hemen önce Lenin heykeli çalınır. Lenin’i bulmak için Ankara’dan özel olarak görevlendirilen tecrübeli bıçkın komiser Erol’un ve ayrıntıların titiz dinleyicisi genç komiser Ufuk’un sadece on iki saatleri vardır… Boş bir sandalye, kayıp bir çocuk, rengârenk çaputlar... Heykelin çalındığı geceye dair deliller kasabanın geçmişine uzanan bir yol açarken, polislerin ‘Neredesin Lenin?’ sorusuna kasabalılar beklenmedik bir cevap verir.
daha fazla göster
64
6 yazar