Yeni nesil aksiyon: Ultramodern ve sinematografik dövüş filmleri

Bourne serisinin popülerleştirdiği hızlı kurgu ve sallanan kamera tekniğinin aksine, bu yeni dalga, dövüş koreografilerini kesintisiz uzun çekimlerle bir bale gibi sunan, şiddeti bir sanat formuna dönüştüren ve her bir yumruğun hikayeye hizmet ettiği bir estetik benimsiyor. John Wick serisinin ana akım sinemaya taşıdığı bu ultramodern tarz, sıradan nesneleri ölümcül silahlara, karakterleri ise hem kırılgan hem de durdurulamaz savaşçılara dönüştürüyor. Önemsiz Biri 2 (Nobody 2) vesilesiyle, bu alt türün en iyi örneklerinden bazılarını hatırlayalım.

Modern aksiyonu yeniden tanımlayan seri, "Gun-Fu" olarak bilinen yakın dövüş ve silah kullanımını birleştiren tarzıyla bir ekol yarattı. Keanu Reeves'in canlandırdığı efsanevi tetikçi, neon ışıklarla aydınlatılmış, kendine has kuralları olan bir yeraltı dünyasında nefes kesen bir estetikle intikamını arar. Dövüş sahneleri, adeta görsel bir koreografiyle karakterin ruhunu açığa çıkarır.

John Wick evreninde geçen ve Ana de Armas'ın başrolünde olduğu bu film, alıştığımız o stilize ve akıcı dövüş estetiğini bir kadın suikastçının intikam hikayesi üzerinden devam ettiriyor. Ailesini öldürenlerden intikam almak isteyen bir balerinin hikayesi, zarif ama ölümcül koreografileriyle bu alt türün en yeni ve iddialı örneklerinden biri.

John Wick'in senaristi Derek Kolstad'ın kaleminden çıkan bu film, "gizli yeteneklere sahip sıradan adam" klişesini zirveye taşıyor. Bob Odenkirk'in canlandırdığı Hutch Mansell, bastırdığı vahşi geçmişini bir otobüs kavgasında serbest bırakır. Film, dar alanlarda geçen, yaratıcı ve acımasızca gerçekçi dövüş sahneleriyle bu türün en saf örneklerinden biridir.

87North Productions (John Wick, Nobody, Atomic Blonde) yapımcılığında ve John Wick serisinin dövüş koordinatörlerinden Jonathan Eusebio'nun yönetmenliğinde çekilen bu film, bir emlakçının eski bir özel harekatçı olduğunu öğrenmesiyle gelişen olayları konu alıyor. Romantizmle harmanlanmış, stilize ve yenilikçi dövüş koreografileriyle listemize mükemmel bir şekilde uyuyor. 

Yönetmen David Leitch'in imzasını taşıyan film, bir hızlı trende kapana kısılmış bir grup suikastçının renkli ve kaotik mücadelesini anlatıyor. Her karakterin kendine özgü dövüş stili, neon renklerle bezeli stilize görselliği ve komediyle iç içe geçmiş aksiyonuyla tam bir sinematografik şölen sunuyor.

Yine David Leitch'in yönettiği film, Charlize Theron'un canlandırdığı MI6 ajanı Lorraine Broughton'ın Berlin'deki maceralarını konu alıyor. Özellikle merdivenlerde geçen kesintisiz ve tek çekimlik dövüş sahnesi, modern sinemanın en ikonik aksiyon anlarından biri olarak kabul edilir.

Chris Hemsworth'un hayat verdiği paralı asker Tyler Rake'in maceraları, özellikle teknik başarısıyla dikkat çeker. Yönetmen Sam Hargrave'in dublörlük geçmişi, filmlere inanılmaz derecede karmaşık ve 10 dakikayı aşan tek çekimlik aksiyon sekansları kazandırmıştır.

Hollywood bu akımı popülerleştirmeden çok önce, Endonezya sinemasından çıkan Baskın, bu türün temelini atmıştı. Ham, acımasız ve durmak bilmeyen temposuyla, sinematografik dövüş filmlerinin gayriresmi başlangıç noktasıdır.

İşte bu sinematografik dövüş filmleri, sadece aksiyonu değil, aynı zamanda estetiği ve karakter derinliğini de ön plana çıkararak türü bambaşka bir boyuta taşıyor. Keskin koreografiler, yaratıcı şiddet ve stilize görsellikleriyle izleyiciyi adeta büyüleyen bu yapımlar, modern aksiyon sinemasının geleceğine yön veriyor. Bu hafta vizyona girecek olan Önemsiz Biri 2 (Nobody 2) de, ilk filmin başarısını katlayarak bu akımın taze ve heyecan verici bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Eğer siz de mermilerin baleye dönüştüğü, yumrukların birer sanat eserine dönüştüğü filmleri seviyorsanız, bu listeye göz atmanız ve özellikle Önemsiz Biri 2 (Nobody 2)'yi kaçırmamanız şiddetle tavsiye edilir.