5 unutulmaz sahnesiyle Cem Yılmaz filmleri
20'li yaşlarının başında LeMan dergisinde karikatürleri yayımlanan Cem Yılmaz, 1995 yılında kendisini stand-up icra eden bir komedyen olarak bir anda sahnede bulmuş ve o yıldan itibaren önce yerli stand-up'ın, sonra da sinemanın üretken ve öncü isimlerinden biri olmuştu.
Stand-up ile adını tüm ülkeye duyuran Yılmaz'ın sinemaya ilk adımı, Ömer Vargı'nın yönettiği Her Şey Çok Güzel Olacak ile oldu. Filmde Cem Yılmaz, başına ne iş gelirse gelsin hayata dair umudunu yitirmeyen, her şeyin daha iyiye gittiği gelecek planlarıyla bu umutlarını tazeleyen Altan'a can verirken, Mazhar Alanson da Altan'ın aksine hayatı rutininde yaşayan, sakin bir yaşamı olan ve biraz aksi Nuri'yi canlandırıyordu. Başlarına açılan beladan kurtulmak adına birlikte hareket etmek zorunda kalan abi kardeşin hikâyesi, "Bilemiyorum Altan" gibi dillere pelesenk olmuş birçok replikleri ve o dönem sinemamızda çok da benzer bir örneği olmayan, umut verici bir samimeyete sahip olmasıyla seyirci tarafından benimsenmiş ve gişede önemli bir başarı elde etmişti.
Cem Yılmaz'ın sinemada bir sonraki durağı ise Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği ve başrolünde yer aldığı Vizontele olmuştu. Televizyonun yavaş yavaş Anadolu'ya gelmeye başladığı yıllarda, bu mucizevi aletin gelişini bekleyen bir Güneydoğu kasabasını ve burada yaşayanların hikâyelerini odağına alan Vizontele, dönem şartlarını hikâyesinin arka planına yedirirken, başarılı yan karakterleri ile mizahı elden bırakmıyordu. Cem Yılmaz'ın canlandırdığı şark kurnazı Fikri karakteri, bu anlamda filmin mizah yükünü sırtlayan birçok karakterden biri. "Peki, Zeki Müren de bizi görecek mi?" repliği ise karakterin imza sözü... Hatta öyle ki, sinema tarihinin yanı sıra kendi işlerine de göndermelerde bulunmaktan geri durmayan Yılmaz, Arif v 216 tanıtım videolarında bu sahneye de bir referans vermişti.
Cem Yılmaz'ın sinemaya tam anlamıyla damga vurması ise senaryosunu yazıp başrolünde yer aldığı G.O.R.A ile olmuştu. Ömer Faruk Sorak'ın yönetmenliğini üstlendiği filmde, işgüzar bir esnaf olan Arif Işık'ın, kendini bir anda G.O.R.A gezegeninde bulmasıyla gelişen olaylar anlatılıyordu. Mizah ile bilim-kurguyu buluşturan filmde, yerli yabancı klasiklere referanslara Cem Yılmaz'ın özgün mizahi yaklaşımı eşlik ediyordu. Sonradan A.R.O.G. ve 5 Ocak'ta seyirciyle buluşacak olan Arif v 216 gibi filmlere de vesile olacak olan G.O.R.A, seyirci tarafından çok sevildi ve o dönem bir rekor olan 4 milyon seyirci sayısına ulaştı. Filmde yer alan birçok espri hâlâ hafızalardaki yerini korurken, sanıyoruz aralarında son kullanma tarihi sonsuza en yakın olanı "Element" esprisi oldu.
Artık sinemada iyice yetkinleşen Cem Yılmaz, gişede başarılı bir performans sergileyen bir başka Yılmaz Erdoğan filmi Organize İşler'de de, ekran süresi kısıtlı ama akıllarda yer edinen bir karakterle filmin en unutulmayan anına imza atmıştı. Küçük bir suç çetesinin hikâyesinin ele alındığı filmde, "Müslüm denen bir hıyara" hayat veren Yılmaz'ın golfü bir işkence yöntemi olarak kullandığı ve karakterin kendine has aforizmalarını sıraladığı sahne belki de filmin bile önüne geçmişti.
2006 yılında ise ünlü komedyen/oyuncu/senarist, bu unvanlarına bir yenisini daha ekledi ve senaryosunu kaleme alıp başrolünde yer aldığı Hokkabaz filminin yönetmenliğini de Ali Taner Baltacı ile birlikte üstlendi. Çocukluğundan beri sihirle ilüzyona ilgi duyan ve bunu bir mesleğe çeviren İskender, en yakın arkadaşı ve yardımcısı Maradona Orhan ile yaptığı işten ötürü oğlundan utanan Sait'in yol macerasını anlatan film, hissiyat olarak Mazhar Alanson ile Cem Yılmaz'ın ilk kez beraber yer aldığı Her Şey Güzel Olacak'ı hatırlatıyordu. Keza bu filmde uyumsuz görünen bir abi kardeşi canlandıran ikili, Hokkabaz'da benzer sorunlar içerisindeki baba oğula hayat veriyordu. Mizahi tonu oldukça ayarında başarılı bir melodram olan filmin sonu çarpıcı olsa da, İskender'in yeteneklerini sergilediği bir düğünde gerçekleşenler, Cem Yılmaz'ın kaleminden çıkma en iyi sahnelerden biri olarak kendine yer ediniyor.
Sonrasında A.R.O.G, Yahşi Batı, Pek Yakında, Ali Baba ve Yedi Cüceler gibi senaryosunda kendi imzasının bulunduğu yapımlarda yer alan Cem Yılmaz; Ferzan Özpetek'in Şahane Misafir, Yavuz Turgul'un Av Mevsimi, Russell Crowe'un Son Umut ve Yüksel Aksu'nun İftarlık Gazoz gibi filmlerinde de önemli bir karakter oyuncusu olduğunu yeniden ispatlamıştı. Cem Yılmaz, tüm bunların yanı sıra, stand-up gösterilerinden bir derleme olan CM101MMXI Fundamentals ile de beyaz perdeyi ziyaret etmişti. Yazının finalinde, yukarıdaki sahnelere ek olarak usta komedyenin bu filmi kapsamında en beğenilen esprilerinden birini ziyaret edebiliriz.