Barış otuzlu yaşlarının sonlarında, sol eli annesi ona hamileyken kullandığı ilaçlardan dolayı garip bir şekilde yüzgeçi andıran, deniz biyoloğu bir adamdır. Ruhsal anlamda da sorunları olan Barış'ın kışları karanlık ve depresif, yazları aydınlık ve manik geçer.
Yıllarını üniversiteye verdikten sonra Barış, babasının bir tekne kazasında ölümüyle birlikte, kendisini babasının sorumluluklarını ve akvaryumcu dükkanını devralmakla zorunlu bulmuştur. Barış akvaryumcu dükkanında yaptığı araştırmalarla, kendindeki fiziksel ve ruhsal bozuklukları bilimle anlamlandırmaya çalışır. Kendine kurduğu bu sınırlı yaşam, annesinin ölümüyle gittiği hipnoterapi uzmanı Cengiz ile son bulacaktır. Cengiz derin bir hipnoterapi seansıyla Barış'ı yakın geçmişiyle yüzleştirmeyi başarır ve içinde sıkıştığı akvaryumdan okyanusa açılmasına yardımcı olur. Babasının eski teknesiyle Ege Denizinde uzun bir yolculuğa çıkan Barış, yıllar önce tanıştığı serbest dalış denemeleri yapan, aktivist genç bir dalgıç olan Deniz ile karşılaşır. Deniz'in deniz ile olan özel ilişkisi hem duygusal hem de bilimsel anlamda Barış'ın fazlasıyla ilgisini çeker. Ancak bilim ve aşk yan yana formüle edilmesi çok zor iki kavramdır. Kısa sürede ortaya çıkan çatışma ikilinin ilişkisinin sonunu hazırlamışken doğa ana devreye girecek, bilim ile aşkı en saf noktasından birleştirecek ve yeni bir ailenin tohumlarını atacaktır.
daha fazla göster