Kasım ayı vizyon takviminden 10 yabancı film önerisi

Rami Malek'in ünlü müzisyen Freddie Mercury'ye hayat verdiği Bohemian Rhapsody, 60'lı yılların sonunda Londra'da kurulan ve tüm zamanların en efsanevi gruplarından birine dönüşen Queen'in ikon haline gelmiş solisti Freddie Mercury'yi ve Mercury'nin liderlik ettiği grubun Live Aid konserine kadar ilerleyen sürecini ele alıyor. Merakla beklenen film, bir başyapıt olmadığı gibi yurt dışında aldığı yoğun negatif eleştirileri de hiç hak etmiyor.

Gaspar Noé'nin yazıp yönettiği Climax, sapa ve boş bir okul binasında provalarını gerçekleştirmek için buluşan yirmi kişilik bir dans grubunun düzenlediği partinin kontrolden çıkmasıyla gelişenleri anlatıyor. Noé'nin kendine has rejisörlüğünü konuşturduğu film, özellikle yönetmenin sinemasına aşina olanların kaçırmaması gereken bir yapım.

Dario Argento'nun kült klasiğinin hikâyesini yeniden ele alan modern Suspiria, namı tüm dünyaya yayılmış bir dans okuluna başlayan genç bir dansçının ve okulun etrafında gelişen tekinsiz olaylar silsilesini anlatıyor. Luca Guadagnino'nun yönettiği filmde, Dakota Johnson, Tilda Swinton, Mia Goth, Chloe Grace Moretz gibi isimler yer alıyor.

2014 tarihli Appropriate Behavior'ın yönetmeni ve yıldızı olarak tanıdığımız Desiree Akhavan'ın Emily Danforth'un romanından uyarlanan ve Sundance'te ödül kazanan filmi The Miseducation of Cameron Post, lisede sınıftan bir kız arkadaşıyla öpüşürken yakalanması sonrası tutucu ailesi tarafından dönemin "eşcinsel dönüştürme terapisi" kampına yollanan Cameron'ın ve orada edindiği arkadaşlarının çevresinde gelişiyor.

İlk filmde Grindelwald'ın büyücüler aleminin karanlık tarafında yükselişe geçmesinin akabinde, sihirli canavarlar konusunda uzmanlaşmış gezgin büyücü Newt Scamander'ın rotası The Crimes of Grindelwald'da bu kez Paris'i gösteriyor. Ünlü oyuncu Jude Law merakla beklenen filmde Dumbledore'un gençliğine hayat veriyor.

Steve McQueen'in aynı adlı televizyon dizisinden uyarladığı Widows'ta yer alan 4 kadının tek ortak noktası; ölen eşlerinin yasa dışı işlerden kendilerine borç bırakmalarıdır. Kendi kaderlerini ellerine alan bu 4 kadının, geleceklerini istedikleri gibi yaratmak için işbirliği yapacağı filmin başrollerinde Oscar ödüllü Viola Davis, Elizabeth Debicki, Michelle Rodriguez ve Cynthia Erivo yer alıyor.

Dr Seuss'un sevilen klasiğinden uyarlanan Grinç, Noel'i çalmak üzere bir göreve çıkan fakat küçük bir kızın cömert bayram anlayışından etkilenerek değişen alaycı bir huysuzun hikâyesini anlatıyor. Filmin orijinal seslendirme kadrosunda Grinch'e Benedict Cumberbatch hayat veriyor.

Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan Leto, 1980'ler Leningrad'ında bir yaz günü başlıyor ve Sovyetler Birliği'nde rock'n'roll'un kaderini değiştiren kahramanları mercek altına alıyor. Filmin yönetmenliğini son olarak The Student'ı yöneten Kirill Serebrennikov üstleniyor.

2011 yapımı The Girl with the Dragon Tattoo'nun devamı niteliğindeki The Girl in the Spider's Web, Lisbeth Salander ve gazeteci Mikael Blomkvist'in casuslar, siber suçlular ve yozlaşmış devlet organlarının dahil olduğu, geniş çaplı bir gizemi aydınlatmaya çalışmalarını konu ediniyor. Lisbeth Salander'ı bu kez yakın dönemin çıkış yapan oyuncularındna Claire Foy canlandırıyor.

Peter Farrelly'nin yönettiği Green Book, ünlü bir piyanist ile konser turu kapsamında onun şoförü olarak çalışan Tony'nin hikayesini anlatıyor. 2016 yapımlı Moonlight ile Oscar'a layık görülen Mahershala Ali'nin saygın piyanist Don Shirley'ye hayat verdiği Green Book'ta, Shirley'nin fedaisi Tony Lip rolünde seyirci karşısına iki kez Oscar adaylığına layık görülmüş Viggo Mortensen çıkıyor.