22. Filmekimi programından 12 film önerisi!

5.971 Gösterim
4 Ekim 2023 16:40
22. Filmekimi programından 12 film önerisi!

13-22 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek 22. Filmekimi'nin biletleri, 7 Ekim'de genel satışa çıkıyor. Yıl boyunca Cannes, Venedik gibi festivallerde görücüye çıkan, yılın merakla filmlerinden oluşan Filmekimi 2023 için izleme listesi yapılırken göz ardı edilmemesi gereken filmleri derledik.


Bu yıl 22.'si düzenlenen Filmekimi'nde biletler 7 Ekim'de satışa çıkıyor. Biz de biletlerin satışa çıkmasına az bir süre kala Filmekimi 2023 seçkisinde yer alıp izleme listeleri yapılırken göz ardı edilmemesi gereken 12 filmi derledik. Bu filmleri seçerken, sinemalarda vizyona gireceği tarih şimdiden belli olan filmleri değerlendirmenin dışında bıraktık. Listemize geçmeden önce Filmekimi 2023'te yer alıp sinema vizyon tarihi belli olan filmlere aşağıdan göz atabilirsiniz:

 

 

Bu filmleri not aldıysanız, sırada Filmekimi'nde izleyeceğiniz filmleri düşünerek yaptığınız listelerde olması gerektiğini düşündüğümüz filmlere göz atabilirsiniz.

Canavar (Kaibutsu) - Hirokazu Koreeda

Kim doğru söylüyor: okulda sorun çıkaran çocuk mu, durumu ele alan öğretmen mi, yoksa olaya müdahil olan anne mi? Sıra dışı aileleri filmlerine konu eden Japon usta Koreeda, bu kez bir kasaba okulunda çıkan olayları, kendi deyimiyle "devasa bir uçurum yaratarak toplumu bölen küçük kıvılcımları" anlatıyor. Oğlu Minato'nun davranışlarından şüphelenen annesi, bu değişimden çocuğun öğretmeninin sorumlu olduğunu öğrenir ve hemen okul yönetiminden hesap sorar.

 

Sömürgeciler (Los colones) - Felipe Gálvez

Şili tarihinin en kara sayfalarından biri; tarih kitaplarından silinen, Şili'nin ulusal hafızasından kazınan Selk'nam soykırımı, hakikatle resmi tarih arasındaki farkı su yüzüne çıkaran bu çarpıcı dönem filminin özünü oluşturuyor. Şili, 1901. "Beyaz Altın Kralı" diye anılan zengin toprak ağası Menendez, uçsuz bucaksız arazisinin etrafının çevrilmesini ister ve bu iş için üç atlı adam tutar: Şilili melez bir genç, "yerlilerin kokusunu alan" Amerikalı bir paralı asker ve başlarında da Britanyalı, başına buyruk bir teğmen. Dağlardan denize, ovadan ormana devasa bir bölgede at koşturan üçlü, acımasız bir harekâta girişir. Belli ki amaç, sömürgeciler adına "medeniyet" getirmektir. Felipe Gálvez'in western öğeleri taşıyan bu ilk uzun metrajlı filmi Şili'nin Oscar adayı oldu.

 

Dört Kız Kardeş (Les filles d'Olfa) - Kaouther Ben Hania

Tunus’un Oscar adayı Dört Kız Kardeş, belgesel ödülü kazanmış sahte bir belgesel olduğu kadar, izleyicisini gördüğü gerçekliği sürekli sorgulamaya iten sahte bir kurmaca. Olfa'nın filme adını veren dört kızından en büyük iki kızı evi terk edince ailenin yaşadığı acıyı hafifletmesi için yönetmen Kaouther Ben Hania'nın önerisiyle, iki oyuncu kayıp kızların rolünü üstleniyor. Olfa'nın geride kalan iki küçük kızı da kendilerini canlandırıyor ve ailenin yaşadıkları, acıları ve kaygıları bir terapi seansı gibi perdeye yansıyor. Dört Kız Kardeş aile, hafıza, travmaların kuşaktan kuşağa aktarımı, kadın dayanışması, umut ve şiddet gibi kavramlara değinerek toplumsal yapıyı sorguluyor. Yönetmen Ben Hania The Man Who Sold His Skin / Derisini Satan Adam, Beauty and The Dogs / Güzel ve İtler filmleriyle tanınıyor.

 

All of Us Strangers - Andrew Haigh

Weekend ve 45 Years ile büyük başarı kazanan Andrew Haigh’in başrolünü Paul Mescal’in üstlendiği yeni filmi kalbinizi önce ısıtacak, ardından da binbir parçaya bölecek. Londra’da oturduğu neredeyse bomboş binada Adam bir gece tesadüfen gizemli komşusu Harry ile karşılaşır. Adam’ın tekdüze yaşamı bu karşılaşma sonrası alt üst olur. Aralarında bir birliktelik filizlenir fakat anılarının hayaletleri Adam’ın peşini hiç bırakmaz; Adam kendini annesiyle babasının 30 yıl önce öldüklerinden beri yaşar gibi göründükleri, çocukluğunu geçirdiği eve geri döner. Hüzün ve aşkı derinlemesine işleyen bu dokunaklı hayalet hikâyesi eleştirmenler tarafından “zamansız bir başyapıt; yılın en iyi filmlerinden biri” sözleriyle övülüyor.

 

Mükemmel Günler (Perfect Days) - Wim Wenders

Birçok filminde şehirlerden esinlenen usta sinemacı Wim Wenders, bu kez de "Tokyo Tuvaleti" adında gerçek bir kentsel yenileme projesinden esinlenerek hem gayet şiirsel hem de dokunaklı bir filme imza atıyor. Babel ve Shall We Dance? / Aşka Davet filmlerinden de tanıdığımız  Kôji Yakusho, filmin başkarakteri Hirayama'yı canlandırıyor. Her biri teknolojik sanat yapıtı gibi olan umumi tuvaletleri temizlemekle görevli Hirayama, işini son derece titizlikle, kendini vererek ve gururla yapar; sıkılmadan yinelediği eylemlerini bir sanata, çevresiyle uyumlu bir geleneğe dönüştürmeyi bilir. Beklenmedik karşılaşmalar, bizi Hirayama'nın geçmişine götürür. Müzik kasetleri, ağaçlardan süzülen günışığı, kitaplar gibi günlük hayatın ufak mucizeleriyle varoluşumuzun güzelliklerini keşfe çıkan, sakin bir mutluluk arayışının izini süren Mükemmel Günler, adını Lou Reed'in eşsiz klasiği "Perfect Day"den alıyor. Mükemmel Günler Japonya’nın Oscar adayı oldu.

 

Uyku (Jam) - Jason Yu

Bazen rüyalar gerçek olur, ömür boyu birlikte olacağın insanla evlenirsin, sonra da rüya kâbusa dönüşür. Hyun-su ile Soo-jin yeni evlidir. Bir gece birdenbire Hyun-su uykusunda konuşmaya başlar ve "içeride biri var" der. O geceden sonra her uykuya daldığında bir başkasına dönüşür; olanları uyandığında hiç hatırlamaz. Soo-jin, uyurken bir şekilde kendisine zarar geleceğinden korkar ve sonunda, daha doğmamış çocuğuna bir şey olacağını düşünerek hiç uyumamaya başlar. Kore korku-komedi türünü benimseyen yönetmen Jason Yu, Cannes Eleştirmenler Haftası'nda prömiyerini yapan bu ilk filmi için şöyle diyor: "Senaryoyu yazarken asıl amacım eğlenceli bir tür filmi yapmaktı ve aklımda kesin bir konu yoktu. Tamamladığımda baktım ki öyküye benden bir şeyler de sızmış ve evlilik hakkında bir film ortaya çıkarmışım."

 

Nasıl Seks Yapacağız (How to Have Sex) - Molly Manning Walker

Deneyimli görüntü yönetmeni Molly Manning Walker'ın yönetmen koltuğuna ilk kez oturduğu Nasıl Seks Yapacağız güneş altında, kumlu plajlardaki çılgın partilerle dolu, hüzünlü, acı-tatlı bir büyüme öyküsü anlatıyor, tıpkı Güneş Sonrası'nın görünmeyen yüzü gibi. Film, yetişkinler dünyasına adım atmadan bolca içip partileyip birileriyle takılacakları bir yaz tatiline çıkan Britanyalı üç genç kızı izliyor. Cannes'da prömiyerini yaptığı Belirli Bir Bakış bölümünün en iyisi seçilen Nasıl Seks Yapacağız, gençlerin cinsel hayatlarına hınzırca, düşünceli ve mesafeli bir bakış atıyor, yetişkinliğe geçiş klişelerinin tuzağına düşmüyor. Yönetmen Molly Manning Walker şöyle diyor: "Lise arkadaşlarımla buluşup kız kıza çıktığımız tatilleri andığımızda anlatılanların seks hakkındaki düşüncelerimizi nasıl da etkilediğini fark ettim. Bu film hayatlarımızın hem en iyi hem de en kötü zamanlarını yakalıyor."

 

Altın Kozanın İçinde (Bên trong vo kén vàng) - Pham Thien An

Pham Thien An'ın Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde dünya prömiyerini yapan filmi, Cannes Film Festivali'nin En İyi İlk Filmi seçilerek Altın Kamera Ödülü'nü aldı. Filmin başkahramanı Thien, şaibeli bir motosiklet kazasında ölen kız kardeşinin cenazesini taşradaki memleketlerine götürmek zorunda kalır. Beş yaşındaki yeğeni Dao, bir mucize eseri kazadan kurtulmuştur. Dao’yu da yanına alan Thien, yıllardır görüşmediği ağabeyini bulup yeğenini ona teslim etmek için yollara düşer. Büyüleyici manzaralarla dolu yol boyunca Thien, unuttuğu anılarla bastırdığı arzuların yüzeye çıktığı rüyalar ve hayallerle kendi varoluşunu sorgulama fırsatı bulacaktır. "Yüzeysel modern toplumun hızını yenmek için bence hepimiz maneviyata bakıyoruz. Başkahraman film boyunca kayıp bir ruh; içinde hep kendini değiştirme fırtınaları kopuyor, toplumsal önyargılardan ve aklını çelenlerden kurtulmak, kendi gerçek benliğiyle yeni biri olmak istiyor."

 

Aşkın Tabiatı (Simple comme Sylvain) - Monia Chokri

Zıt kutuplar birbirini çeker, farklı dünyalar aşk ile çarpışır ve sonra ne olur, bu beraberlik sürer mi acaba? Kırk yaşındaki felsefe hocası Sophia, Xavier ile birliktedir. Galeri açılışlarından yemek davetlerine, on yıldır herkesin örnek gösterdiği bir çift olmuşlardır. Sonra bir gün taşrada aldıkları yeni evi elden geçirmesi için marangoz Sylvain ile anlaşırlar. Sylvain ile Sophia'nın tanışması tüm taşları yerinden oynatır. Cannes Film Festivali'nin Belirli Bir Bakış bölümünde ilk gösterimini yapan Aşkın Tabiatı, romantik sevgiyi sosyal bir gerçeklik olarak konu alırken komediyi de elden bırakmıyor. Filmin senaryosunu yazarak yönetmenliğini üstlenen ve oyuncu kadrosunda da yer alan Monia Chokri, "Romantik karşılaşmalar filmlerde hep idealist bir bakışla yansıtılıyor; sosyal çevreler çok ender göz önüne alınıyor" diyor.

 

Sararmış Yapraklar (Kuolleet lehdet) - Aki Kaurismäki

Usta yönetmen Aki Kaurismäki'nin Cannes'da herkesin yüreğini ısıtan son filmi, dünyanın halini dert edinen tatlı ve hüzünlü bir romantik komedi. İki yabancı Helsinki'de bir gece tesadüfen karşılaşır. Hayatlarının ilk, tek ve son aşkının arayışındadır ikisi de. Ne var ki adamın alkolik oluşu, kaybedilen telefon numaraları, birbirlerinin adlarını bilmemeleri ve hayatın genelde mutluluk arayanların yoluna taş koyması gibi nedenlerle işler yolunda gitmez. Trajediyle komediyi şahane bir ustalıkla dengeleyen Sararmış Yapraklar Kaurismäki'ye has sessiz kopukluklar, Nordik mizah, melankoli ve şarkılarla dolu. Sararmış Yapraklar Finlandiya'nın Oscar adayı oldu.

 

Rüya Senaryo (Dream Scenario) - Kristoffer Borgli

Sick of Myself / İlgi Manyağı ile herkesin dikkatini üzerine çeken yönetmen Kristoffer Borgli, Ari Aster ile Nicholas Cage’in yapımcılığını üstlendiği gayet tuhaf olduğu kadar da komik, karanlık, ve çılgın ikinci filmiyle Filmekimi’nde. Cage basiretsiz aile babası ve öğretim üyesi Paul Matthews’u canlandırıyor. Orta yaş bunalımının pençesinde kıvranan Paul, birden tüm dünyada herkesin rüyasına girdiğini fark ediyor. Bu olağanüstü durum elbette önce kendisine devasa bir şöhret getirirken sonrası her şey tersine dönüyor. Dünya prömiyerini eylülde Toronto Film Festivali’nde yapan film, şöhret kültürünü ve grup psikolojisini eleştirirken Alacakaranlık Kuşağı’nı anımsatıyor; korku, komedi, fantezi ve bilimkurgudan geri kalmıyor, Nicholas Cage’in performansıyla da göz kamaştırıyor.

 

Yaratık (La bête) - Bertrand Bonello

Yapay zekânın her yanı kuşatıp baskın teknoloji olduğu yakın bir gelecekteyiz. İnsanların duyguları artık tehdit olarak algılanmaktadır. Gabrielle, DNA'sını saflaştırarak duygularından arınmak amacıyla geçmiş yaşamlarına geri döner. Her defasında büyük aşkı Louis ile bir araya gelen Gabrielle'in içi ne yazık ki her defasında korku dolar, her an büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağı önsezisi benliğini boğmaktadır. Henry James'in romansı Ormandaki Canavar'dan esinlenen yönetmen Bertrand Bonello, "Belki en yürek burkan his olan aşk korkusundan söz etmek istedim" diyor. 1910'dan 2044'e, Paris'ten Los Angeles'a seyahat eden bu dokunaklı ve romantik bilimkurgu, ilk gösterimini Venedik Film Festivali'nde ana yarışmada yaptı.

 

*Film açıklamaları, yapımların Filmekimi sayfalarından alınmıştır.

Sitemiz uygulama işlevleri için cookie (çerez) kullanıyor. Detaylı bilgi için tıklayınız.