Taşradan İstanbul'da gelen bir ailenin serüveni.
Yeni Dünya, göçle gelen bir değişimin, dönüşümün öyküsüdür. Köyde yaşayan bir aile daha kente doğru yola çıkarken geride ağırmış saçı sakalı ile yaşlı baba ve bir kenarda ağıt yakan anne olan biteni uzaktan izliyor. Ailenin, Down sendromlu oğulları Soner olan bitenden bihaber yolculuğun keyfini sürüyor. Kentte kurulacak ilişkilerin soğukluğu, çıkarcılığı ise Harun'un öyküye dahil olması ile belirginleşiyor. Filmde ortaya çıkan ayrıntılar, ailenin yüzleşmek zorunda kalacağı gerçeğin de üstünün açılmasına neden oluyor. Aksak bacağı ile kentte tutunmaya çalışan Mehmet Ali metaforik olarak yoksullar için kentin yarım kalmışlığının, eksikliğinin göstergesi oluyor. Ailenin, kentsel dönüşümle altı ay sonra yıkılacak olan apartmana yerleşmeleri, evi çevreleyen yıkık dökük binalar, yaşanacak yıkımın ön habercisine dönüşüyor. Baba ve oğulun birbirine benzeyen kentle ilk tanışma öyküleri filmin sonunda kaderlerini ortaklaştırıyor...
daha fazla göster